Sıkça Sorulan Sorular
Türk Hukuku’nda kişilerin hukuki iş ve işlemlerinde, davalarda kendilerini avukat ile temsil ettirme zorunluluğu yoktur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre taraf ehliyeti bulunan herkes bir davanın tarafı olabilir; dava ehliyeti bulunan herkes ise bir davayı, davacısı ya da davalısı olarak takip edebilir, usul işlemlerini yürütebilir.
Ancak hukuk sisteminin karmaşıklığı ve Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik gibi hukuk kurallarının oluşturduğu Türk Hukuk Mevzuatı, tüm hukuki işlemlerin derin bilgi ve tecrübe ile yerine getirilmesini gerektirmektedir. Aksi halde kişilerin karşı karşıya kaldığı hukuki uyuşmazlıklar sağlıklı bir şekilde çözülemeyebilir, gerekli hukuki tedbirlerin de zamanında alınması mümkün olmayabilir. Kişiler hak, emek ve zaman kaybına ve telafisi mümkün olmayan maddi zararlara uğrayabilirler. Bu nedenle hukuki bir uyuşmazlığın içinde olan her bireyin etkin bir avukatlık hizmetinden faydalanması önerilmektedir.
Kişinin “avukat tutmaya”, bir avukatın hizmetinden faydalanmaya yeterli maddi gücü yok ise bu durumunu gösteren belgeler ile (fakirlik belgesi, malvarlığı sorgulamaları vb.) bulunduğu ilin barosunun Adli Yardım Bürosu’na başvurup Baro tarafından görevlendirilen bir avukatın hizmetinden ücretsiz olarak yararlanması mümkündür.
Yukarıdaki açıklamalarımız geçerli olmakla birlikte Ceza Hukukunda durum biraz daha farklıdır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre kişi bir ceza soruşturmasının şüphelisi ise ya da bir ceza davasında yargılanıyor ise her aşamada bir veya birden fazla avukatın yardımından yararlanabilir. Şüpheli veya sanık, “avukat tutabilecek” durumda değilse talebi üzerine Baro tarafından avukat görevlendirilir.
Şüpheli veya sanık; çocuk ise ya da da kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, talebine bakılmaksızın Baro aracılığı ile avukat görevlendilir. Aynı şekilde alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç söz konusu ise avukat görevlendirmek zorunludur.
Vekâletname verebilmek için Türkiye’de bulunmakta iseniz en yakın Noterlik’e, yurtdışında bulunmakta iseniz Konsolosluk’a gitmeniz gerekmektedir. Vekâletname çıkaracak kişinin, bizzat Noterlik ya da Konsolosluk’a başvurması ve aşağıda yer alan bilgilerimiz doğrultusunda vekâlet konusu işin niteliğine uygun olan (Genel dava vekâletnamesi, boşanma vekâletnamesi vb.) vekâletnameyi düzenletmesi gerekmektedir.
Vekâletname verebilmek için yanınızda güncellenmiş T.C. Nüfus Cüzdanını bulundurmanız gerekmektedir. Ehliyet, Pasaport, Milletvekili Kimliği, Noter Kimliği, Avukat Kimliği de kullanılmakla birlikte; bazı işlemlerde sizden T.C. Nüfus Cüzdanı istenebilecektir. (Tapuda yapılacak gayrimenkullerle ilgili işlemlerdeki gibi)
Okuma yazma bilmeyen kişi vekâletname verecek ise, T.C. Nüfus Cüzdanı ve iki tanık ile Notere başvurmalıdır.
Şirket adına vekâletname çıkartılmak istendiğinde şirket yetkilisinin bizzat Noter’e başvurması ve imza sirkülerini, şirket kaşesi ve yetki belgesini yanında bulundurması gerekmektedir. Şirket adına çıkarılacak vekâletnamede ‘Şirket için vekâleten ve kendiniz için asaleten” şeklinde, hem şirket yetkilisinin şahsı hem de şirket için vekâlet verilmesi mümkündür. Bu sayede şirket yetkilisi gereken durumlarda yeniden vekâletname çıkarmak zahmet ve masrafında bulunmayacaktır.
Boşanma, nafaka, tanıma ve tenfiz davaları için verilecek vekâletname özel yetki içermeli ve yanınızda fotoğraf bulundurmanız gerekmektedir.
Noterliklerde işlem ücretleri nakit ve peşin olarak alınmaktadır; kanun gereği kredi kartı (pos cihazı) kullanılmamaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na göre avukatlık kamu hizmet ve serbest bir meslektir. Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder. Avukat, elbette bu kıymetli faaliyeti karşısında ücrete hak kazanacaktır.
Avukatın faaliyeti ve hukukî yardımının karşılığı olan meblâğ, avukatlık ücretidir.
Bu anlamda avukatlığın diğer mesleklerden hiçbir farkı yoktur, kişilerin faydalanacağı her türlü avukatlık hizmeti karşısında avukata ücret ödemesi gerekmektedir. Avukat ile müvekkil arasındaki ilişki ücret olmaksızın kurulamaz. Zira avukatın ücret almadan iş yapması Avukatlık Kanunu’na ile yasaklanmıştır. Diğer yandan kararlaştırılacak avukatlık ücretinin avukatlık asgari ücret tarifesi altında olmaması gerekmektedir.
Avukatlık hizmeti her zaman bir dava takibinden ibaret olmayabilir. Kişilerin karşılaştığı hukuki uyuşmazlıklar dinlenip tespit edilerek durumun analizi, uyuşmazlığın hukuki yorumu, çözüm önerilerinin sunulması gibi sözlü danışma olarak tanımlanabilecek faaliyetler de avukatlık hizmetinin bir parçasıdır.
Avukatın danışma faaliyeti esnasında müvekkili ile paylaşacağı bilgi, tecrübe ve zaman avukatlık hizmetinin temel sermayesidir. Bu nedenle kişilerin hukuki soru ve sorunlarının avukat ile paylaşması, avukatın bu soru ve sorunlara çözüm önerilerini sunması ücret karşılığında mümkündür. Ödenecek ücret, sözlü veya yazılı danışma karşılığı olarak değişmekle birlikte avukatlık asgari ücret tarifesi altında olmamalıdır. Yukarıda da ifade edildiği gibi avukatın ücret almaksızın faaliyette bulunması yasaktır.
Çalışma Prensiplerimiz
Avukatlık ve danışmanlık hizmeti için:
Gerçekçi çözümler ile gerekli hukuki tedbirleri zamanında ve doğru yöntemler ile alırız.
iletisim@sibelkanat.av.tr